Atatürk ve Ankara Ulusal Gayret Müzesi (Eski Çoban Mektebi), Keçiören Belediyesi tarafından Ankara’nın başşehir oluşunun 100. yıl dönümü kapsamında düzenlenen konferansla kapılarını birinci defa ziyaretçilerine açtı.
Atatürk ve Ankara Ulusal Gayret Müzesi içinde düzenlenen “Ankara’nın Başşehir Oluşunun 100. Yılı Ulusal Uğraş Devri ve Sonrası Ankara” bahisli konferans ve Ulusal Çaba periyodu fotoğraf standı ağır ilgi gördü. Ulusal Çaba devrinin ve Ankara’da yürütülen faaliyetlerin anlatıldığı konferans, Ankara Üniversitesi İnkılap Tarihi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mesut Çapa ve Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Tarih Kısmı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hale Şıvgın tarafından gerçekleştirildi.
“NİCE KAHRAMANLIK DESTANLARIMIZ VAR”
Konferansa katılan Keçiören Belediye Lideri Turgut Altınok yaptığı konuşmada, “Bugün tarihi bir gündür. Tarihte var oluşumuzun değerli günlerinden birisidir. 13 Ekim 1923’ten 13 Ekim 2023’e Ankara’mızın başşehir oluşunun 100. yılını kutluyoruz. Amerika’ya bakıyorsunuz, mağlubiyet aldıkları Vietnam, Afganistan, Irak üzere birçok yeri dizi, sinema ve müzelerle kendi kamuoyuna muvaffakiyet üzere yansıtıyor. Hezimet algısını değiştirip kahramanlık olarak yansıtıyor. Bizim ise birçok kahramanlık destanlarımız var. İşte o nedenle Bu müzeyi açtık. İnşallah daha büyüklerini yapacağız. Atatürk bilindiği üzere coğrafik pozisyonu nedeniyle Ankara’yı başşehir yapmamış; tarihi, kültürü ve engin medeniyeti için başşehir yapmıştır. Konferansımıza katılan ve katkı sağlayan akademisyenlerimize teşekkür ediyorum. Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere tüm şehit ve gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyorum” dedi.
“VATAN UĞRUNDA SEVE SEVE ÖLMEYE GELDİK’
Konuşmasında, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Ankara’ya geliş sürecine bağlantında bilgiler paylaşan ve Keçiören’in değerini de vurgulayan Altınok, şunları lisana getirdi:
“Atatürk, 27 Aralık 1919’da Ankara’ya geldiğinde Dikmen sırtlarında binlerce atlı ve yaya seymenler tarafından karşılanıyor. O periyotta kışlar zordu. Seymenler kar kış boran demeden Atatürk’ü heyecanla karşılamışlardır. Atatürk’ü , ‘Paşam seni karşılamaya, Ulusal Çabaya takviye olmaya, vatan uğrunda seve seve ölmeye geldik’ demeleri ve yürekten Atatürk’ü karşılamaları çok etkilemiştir. Atatürk’ün hiçbir rütbesi bulunmamakta hatta kendisine tutuklama kararı çıkartılmıştı. O Ankara’ya gelmiş, Hacı Bayram Veli Camii’nde namaz kılmış, Ankara Valisi Rıfat Börekçi’yi ziyaret etmiştir. Daha sonra Samanpazarı esnafını ziyaret etmiştir. Esnaf Atatürk’ü davet ediyor, “Vatanımız varsa malımız mülkümüz var vatanımız yoksa hiçbir şeyimiz yok’ diyerek Ulusal Mücadele’ye katkı sağlıyorlar. Atatürk daha sonra bir dizi ziyaretlerinin akabinde Keçiören’e geliyor. Yani karşı tarafta bulunan Ziraat Mektebi ve bugün içinde bulunduğumuz Çoban Mektebi’ne geliyor. Atatürk’ün genelkurmay, harekât, planlama ve istihbarat karargâhını burada kuruyor. Birebir vakitte Anadolu Ajansı’nı da burada koruyor. Atatürk Nevruz Bayramını da birinci burada kutluyor. Keçiören bu açıdan hayli değerli. Bu alan; Ulusal Gayrettir, Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin kuruluşudur ve doğuşudur.”
“MÜZE, RUHUNA UYGUN ZİYARETE AÇILACAK”
Konuşmasının sonunda gençlere bir dizi tavsiyelerde de bulunan Altınok, “Atatürk diyor ki, Atanı, ecdadını, geçmişini, tarihini tanıdıkça kendinde büyük işler yapmak için güç ve kuvvet bulacaksın’ ve tekrar Atatürk, ‘Yüksel Türk! Senin için yüksekliğin hududu yoktur, işte parola budur.’ diyor. Gün gelecek ülkemizi siz gençler yöneteceksiniz. Kendinizi geleceği en düzgün biçimde hazırlamalısınız. Atatürk askeri rüştiyede başlıyor. Diyor ki, ‘Osmanlı Devleti’ni çökertecekler, o güne hazırlıklı olmalıyız.’ Maksadını koyuyor ve daha gençlik yıllarında kuracağı Cumhuriyeti anlatıyor. İşte o cevval Türk çocuğu çıkıyor İngiliz mandalığını kabul etmiyor. ‘Türk milleti esir yaşamaz, ya istiklal ya ölüm’ diyor. O yüzden bu yeri restore ettik. Müzenin ihalesini yapıp, iç kısmını da tarihimizin ruhuna uygun düzenleyerek ziyarete açacağız.” tabirlerini kullandı.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
News
