İzmir Büyükşehir Belediye Lideri Tunç Soyer, 1-10 Eylül tarihleri ortasında bu yıl 92’ncisi “Gençlik Teması” ile düzenlenecek İzmir Enternasyonal Fuarı için tüm Türkiye’ye davette bulundu. Lider Soyer, hayal kırıklıklarının büyüdüğü bir iklimde insanların birbirleriyle kucaklaşmalarını ve geleceğe dair umutlarını büyütmek için 10 günlük dev bir tertip yaptıklarını söyledi.

İzmir Büyükşehir Belediye Lideri Tunç Soyer, Fox TV’nin Çalar Saat programına katılarak gündeme dair soruları canlı yayında yanıtladı. Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik krizin yarattığı yoksulluk ortamını pahalandıran Büyükşehir Belediye Lideri Soyer, İzmir’de yürütülen çalışmalara ait bilgiler verdi. Üniversiteli öğrencilerin barınma sıkıntısına ve yurt muhtaçlığına yönelik adımların atıldığını aktaran Lider Soyer iklim krizi ve tarımın desteklenmesine yönelik çalışmalar hakkında da açıklamalarda bulundu. Lider Soyer, bu yıl ‘Gençlik Teması’ ile 1 Eylül’de açılacak 92’nci İzmir Enternasyonal Fuarı (İEF) için de Türkiye’ye iştirak davetinde bulundu. Lider Soyer 1-10 Eylül tarihleri ortasında konuklara kapılarını açık tutacak dev tertibin tekrar birçok yeniliğe imza atacağını da kelamlarına ekledi.

 

Türkiye’nin dört bir yanına davet: 10 gün dolu dolu geçecek

Şehrin simgesi haline gelen ve yaklaşık bir asırdır organize edilen İEF ile ilgili davette bulunan Lider Soyer, “1 Eylül’de açılışını yapacağız. Tam da hayal kırıklıkların büyüdüğü bir iklimde biz insanların sevincini arttırmak, keyfini yerine getirmek için, birbirleriyle kucaklaşmalarını ve geleceğe dair umutlarını büyütmek için 10 günlük dev bir tertip yapıyoruz. 26 büyük konser gerçekleşecek. Gençlik temasıyla yapılacak bu sene fuar. Tekrar birçok yeniliğe konut sahipliği yapacak. Bir kesim da olsa insanlarımızın içinde bulundukları bu düşünceli durumu hafifletmek, yüzlerini güldürmek için hem daha çok bilgilenmelerini hem daha çok eğlenmelerini sağlamak için sağladığımız bir tertip. Program 10 gün boyunca dolu dolu geçecek. Türkiye’nin her yerinden gençleri davet ediyoruz” açıklamasında bulundu.

 

“2026’da Avrupa gençliğiyle İzmir gençliğini buluşturacağız”

“Neden gençlik teması?” sorusunu yanıtlayan Lider Soyer, “İki temel nedeni var. Birincisi; Cumhuriyet 100’üncü yılını dolduruyor ve ikinci yüzyılına başlıyoruz. Başlangıç noktasında nasıl Atatürk gençliğe emanet etmişse biz de tıpkı biçimde gençliğin öncülüğünde yeni bir yüzyıla girmeliyiz diye düşündük. Gençliği öne çıkaran, onların birbirlerinden ilham almasını, eğlenmelerini, bilgilenmelerini sağlayacak birçok tertip gerçekleştiriyoruz. İkinci bir neden de; İzmir 2026 Avrupa Gençlik Başşehri olmaya aday. 5 kent kaldı finale. O kentlerden birisi İzmir. 2026’da Avrupa gençliğiyle İzmir gençliğini buluşturacağımız, 1 yıl boyunca Avrupa gençliğine mesken sahipliği yapacağımız bir yıl olacak. Şimdiden onun hazırlığını yapmak istedik” dedi.

 

“820 yataklı dev yurt inşaatı ihalesine çıkıyoruz”

Üniversiteli gençlerin çektiği barınma problemine değinen Lider Soyer, “Biz bu sene 820 yataklı dev bir yurt inşaatının ihalesine çıkıyoruz. Bunun dışında bugüne kadar yaptığımız çok sayıda hem İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kaynaklarıyla açtığımız yurt var hem de çeşitli bağışçılarımızla açtığımız yurtlar var. Eylül ayı içinde bir adedinin temelini daha atacağız. Ne yapsak az. Ne yapsak yetersiz. İzmir’de üniversite öğrenci sayısı 180-190 bin civarında bir sayıya erişti. Maalesef mevcut yurtlar bu sayının 6’da birini 7’de birini karşılamayacak bir kapasitede. Çok daha fazla gereksinim var. Konut krizi tepe yapmış durumda. Dünyada en çok konut fiyatlarındaki artışın yaşandığı 3 kent Türkiye’den ve biri de İzmir maalesef. Barınma sorunu önümüzdeki günlerde daha çok yükselecek o denli görünüyor. Biz de tüm hazırlıklarımızı bu sorunu gidermeye yönelik yapıyoruz. Bu ekonomik kriz yalnızca barınmayla ilgili de değil. Çocukların gıdasıyla, kırtasiye masraflarıyla, gençlerin toplumsal kültürel etkinliklerden faydalanmasıyla ilgili. Her mevzuda çok büyük daralma ve dert var. Gençlerimiz okurken bütün bu mağduriyetleri katmerlenerek büyüyor” diye konuştu.

 

“En çok suyu tarımda tüketiyoruz”

Başkan Soyer, iklim krizi ve kuraklıkla uğraş konusundaki soruya cevap vererek, “Çok büyük bir krizle yüz yüze insanlık: global iklim krizi yalnızca bizim coğrafyamızı değil tüm dünyayı etkiliyor. Artık hasta bir gezegende yaşıyoruz. İzmir’in çeşitli ilçelerinde üreticilerimiz 250 metrelerde su bulamaz halde. Yüz yüze olduğumuz felaket bu yıl az yağmur yağdı diyeceğimiz bir felaket değil. Çok derin bir felaket. Yeraltı kaynaklarının bu kadar çekilmiş olması çok büyük bedeller ödetecek bize. Biz bu su tüketiminin nerelerden kaynaklandığını araştırdık. Nerelerde çok su tüketiyoruz ve bunu azaltmak için ne yapmalıyız bunu araştırdık. Biz harcadığımız her 100 ünite suyun 77’sini ziraî üretim yapmak için kullanıyoruz. Bunun geri kalan 10 ünitesi evsel tüketim, 13 oranında da sanayi tüketimi. Bizim öncelikle ziraî üretimde baş yormamız gerekiyor” sözlerini kullandı.

 

“Karakılçık 12 bin dönüme ulaştı”

Başkan Soyer, “Biz yerli tohumlara, atalık tohumlara yerli hayvan ırklarına dönüş yapmamız gerektiğini söylüyoruz. Karakılçık buğdayı, hibrit tohumlar nedeniyle yok olmaya yüz tutmuştu. Biz Seferihisar’dan beri yaklaşık 10 yıldır bir çaba veriyoruz. 8,25 liradan açıklanan taban fiyatının akabinde biz bunu üreticimizden 16 liraya aldık. Şu an İzmir’in her yerinde ekilen bir esere dönüştü. Bir avuçla başlayan karakılçık öyküsü bugün 12 bin dönüme ulaştı. Çok daha az su isteyen, çok daha sağlam, çok daha sağlıklı bir tohum tipi bu” diye konuştu.

 

“Bu fabrika bir kale”

Başka Bir Tarım Mümkün projesi kapsamında yürütülen çalışmaların hem kuraklıkla hem yoksullukla çaba ettiğini tabir eden Lider Soyer, “Yine hayvancılıkta çok su tüketen büyükbaş hayvancılık yerine küçükbaş hayvancılığı yaygınlaştırmaya teşvik yaygınlaştırdık. Bunu teşvik etmek için keçi sütünü 17 liradan, koyun sütünü 21 liradan almaya başladık ve günde 100 ton süt işleyen bir fabrika kurduk. Bu fabrika bir kale aslında. Bütün süt fiyatlarının regüle edilmesini sağlıyor. Bütün bu öykü hem sudaki tasarrufu artırıyor hem üreticinin yüzünü güldürüyor hem de bu toprakların rahmetiyle daha uyumlu eserler ortaya çıkmasını sağlıyor. Küçük üreticinin doğduğu yerde doymasını sağlıyor. Kuraklıkla uğraşta buna iki şey daha adapte ettik. Bayındır Hasköy Arıtma Tesisi’nde işlediğimiz atık suyun tarımda kullanılmasını sağladık. Metreküpü 1 kuruştan üreticilere veriyoruz. İkincisi ise Süngerkent uygulaması. İzmir’in suyunun yarısı Tahtalı Barajı’ndan gelir.  Tahtalı Barajı’ndan gelen suyun çok daha fazlasını çatılardan elde edebiliriz” dedi.

 

“Kamu nakliyeciliği yapıp ÖTV ödüyoruz”

Ekonomik kriz periyodunda mahallî idarelerin yaşadığı zorlukları anlatan Lider Soyer, akaryakıta gelen her artırımın taşıma maliyetlerini ağırlaştırdığını söz ederek, “Türkiye yangın yeri ve biz belediyeler de bu yangından nasibini alıyoruz. Biz toplu ulaşımda 13 lira tam, 5 lira öğrenci fiyatı alıyoruz. Olağan şartlarda bir yolcunun maliyeti 41 lira. Yani taşıdığımız her bir yolcuda 27,5 lira ziyan ediyoruz. Bu sürdürülebilir bir şey değil. Tüm belediyeler emsal şartlar altındalar ve büyükşehir belediyelerinin kasalarında çok büyük bir ekonomik külfet yaratan durum. Yapılacak çok kolay bir şey var. O da mazottan ÖTV’nin kaldırılması. Bir Arap piri yatıyla geliyor limana, mazotu dolduruyor yatına bir kuruş ÖTV  ödemiyor. Biz büsbütün kamu nakliyatı yapıyoruz ve Özel Tüketim Vergisi ödüyoruz. Münasebetiyle belediyelerin yapmış olduğu taşıma hizmetlerinde ÖTV’nin kaldırılması lazım” biçiminde konuştu.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı