Kan ve Ötesi, Bristol Myers Squibb‘in bir modülü olan Celgene tarafından geliştirilen, hematoloji ve kan idaresi, hemşirelik, hasta savunuculuğu, sıhhat iktisadı ve hastane idaresi alanlarından uzmanların yer aldığı çok paydaşlı bir teşebbüs olarak kuruldu. Bu teşebbüs, kan naklinin hastalar, takviye ağları, sıhhat sistemleri ve genel olarak toplum üzerindeki tesirine ait farkındalığı artırarak; Avrupa çapında kan idaresini optimize ederek ve yenilikçiliği destekleyerek hasta sonuçlarını uygunlaştıran siyaset ve uygulamaların geliştirilmesine yönelik ortak bir vizyon öneriyor. 

 

Hastaların ömürlerini bilim ile dönüştüren Bristol Myers Squibb Türkiye de bu ortak vizyondan hareketle transfüzyon bağımlılığını azaltmak ve yeniliği kolaylaştırmak amacıyla kan idaresi konusunda hasta merkezli bir yaklaşım davetinde bulunarak sıhhat profesyonelleri ve paydaşlar öncülüğünde Kan ve Ötesi Projesi – Türkiye Teşebbüsü Raporu’nu hayata geçirdi. Kan idaresi, sıhhat iktisadı ve hasta ömür kalitesi üzere çeşitli perspektiflerden Türkiye’deki kan idaresi sistemini ele alan bu çalışma ZAY Strateji Lideri Zafer Yavan, İç Hastalıkları ve Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Çetiner, Çocuk Sıhhati ve Hastalıkları, Çocuk Hematolojisi Uzmanı Prof. Dr. Yeşim Aydınok ve, İç Hastalıkları ve Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Ali Özcan dayanaklarıyla; Kanser Savaşçıları Derneği, Talasemi Federasyonu ve Bristol Myers Squibb Türkiye’nin iş birliğinde gerçekleşti.  

 

Kamu ve özel bölümden sıhhat profesyonelleri ile paydaşların katıldığı yuvarlak masa toplantısından elde edilen bilgiler ışığında hazırlanan Kan ve Ötesi raporu, hasta ve hasta yakınları perspektifinden mevzuyu ele alarak transfüzyon sürecinin sebep olduğu maddi kayıplar ile transfüzyon kaynaklı ek problemleri da kıymetlendiriyor.

 

Bristol Myers Squibb Türkiye Genel Müdürü Ece Kaşıkçı: “Bristol Myers Squibb olarak Türkiye Teşebbüsü Raporu’nu bilimsel ve şimdiki gelişmelere uygun olarak ülkemizdeki kan kullanım ve temininde yaşanan sorunlara tahlil getirmek için yayımladık. Türkiye’de kan idare sisteminin geliştirilmesi ve daha da güçlendirilmesi için atılması gereken adımları tartışan bu çalışmayı kamuoyunun bilgisine sunduk. Sürdürülebilir kan idaresinde kanın ne eksik ne de fazla olması amaçlanır. Bu nedenle ulusal seviyede ne vakit, nerede ve ne kadar kan gerektiği planlamalıyız. Kan ve Ötesi teşebbüsü kamusal şuurun geliştirilmesi ve tedavi tekniklerinin standartlaştırılması açısından kıymetli bir adımdır.” açıklamalarında bulundu.

 

 “Kan iktisadı ülke iktisadını direkt yahut dolaylı olarak etkiliyor”

Açıklanan raporda Türkiye’de kan iktisadı ile ilgili çarpıcı sayılar da yer alıyor. Rapora nazaran, 2021 yılında kan tedariği, tedavi süreci, bağışçıların, kan hastalarının ve refakatçilerinin kan bağışları ve iş gücünden uzak kalma maliyeti ortalama 405,9 milyon ABD dolarına ulaşmış durumda.

 

Kan iktisadının 2021 yılında Türkiye ulusal iktisadında yüzde 1’lik bir hisse oluşturduğunu belirten Kaşıkçı, gelişmiş ülke örneklerinde kan ve kan eserleri tedariği için bulunan yaklaşık maliyetlerin Türkiye ortalamasının çok üzerinde olduğunu belirterek “Ağırlıklı olarak işçi masraflarına dayanan kan ve kan eserleri tedariki yaklaşık maliyetleri, işçi masrafı maliyetlerinin Türkiye’de düşük olması nedeniyle, gelişmiş ülke ortalamalarının epey altındadır.” dedi.

 

Kan ve Ötesi Projesi Türkiye Teşebbüs Raporu Sonuç Önerisi: “Kan Talebini Azaltacak Yenilikçi Tedavi Metotları Geliştirilebilir”

Tıpta en yaygın kullanılan tedavi formüllerinden biri olan kan transfüzyonu, sürdürülebilir bir kan idaresi ile ekonomik ve toplumsal tesirler yaratabilir. Sürdürülebilir kan idaresinde, yeteri ölçüde ve güvenilirlikte kan ve kan eseri en uygun maliyetle hizmete sunulabilir. 

 

Kan ve Ötesi Projesi Türkiye Teşebbüsü Raporu’nda 10, 20 ve 30 yıllık projeksiyonlarda kan talebinde yüzde 10 ila 40 ortasında düşüş sağlayabilecek yenilikçi alternatif tedavi senaryoları göz önünde bulundurularak arzın talebi karşılayamama riski hesaplandı. Bu simülasyon sonuçlarına nazaran alternatif tedavi metotlarının uygulanmasıyla kan talebinde sağlanan azalmanın, arzın talebi karşılamama riskini değerli oranda düşürüyor. 

 

Rapor datalarına nazaran, kan talebini azaltacak Ar-Ge çalışmaları ve yenilikçi alternatif tedavi prosedürleri arz güvenliğinin sağlanarak hasta refahının ve kamuya maliyetin azaltılabilmesi için en faal usul olarak öneriliyor. 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı