Günümüzde en yaygın bayan hastalıklarından biri olan ve bilhassa doğurganlık çağındaki bayanlarda sık görülen Polikistik Over Sendromu, sivilce oluşumundan kilo artışına, insülin direncinden kolesterol yüksekliğine dek birçok probleme yol açabiliyor. Lakin teşhisinde önde gelen etkenlerden biri, hastalığın anne olmanın önünde mahzur teşkil etmesi oluyor. Acıbadem Fulya Hastanesi Bayan Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Doç. Dr. Hale Göksever Çelik “Polikistik Over Sendromu (PKOS) yumurtalıklarda milimetrik boyutlu çok sayıda kist görünümüyle karakterize bir hastalıktır. Temel olarak adet düzensizliği ile kendini gösteren bu durum beden genelinde erkek tipi tüylenme, sivilce oluşumu ve kilo artışı üzere şikayetlere de yol açabilir. Türkiye’de her 5-7 bayandan birini etkileyen bu hastalığa erken teşhis konmasında toplumsal farkındalığın artması çok büyük ehemmiyet taşımaktadır” diyor. Doç. Dr. Hale Göksever Çelik, Polikistik Over Sendromu hakkında bilinmesi gerekenleri anlattı, değerli ihtarlar ve tekliflerde bulundu. 

 

1. Bu belirtilerle kendini gösterebiliyor!

 

Polikistik Over Sendromu’na ilişkin en sık jinekolojik belirti ve bulguları; adet düzensizliği, erkek tipi tüylenme, sivilce oluşumu ve erkek tipi saç dökülmesi olarak sıralayan Doç. Dr. Hale Göksever Çelik şöyle konuşuyor: “Tüm bu belirtiler, hastalığın altında yatan en kıymetli düzenek olan androjen yüksekliğine bağlı gelişmektedir. Hastalığa ilişkin belirtiler önemsenmeyip, tabibe başvurulmadığı takdirde bulguların daha da artması kaçınılmaz olmaktadır.”

 

2. Risk faktörlerine dikkat!

 

Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Doç. Dr. Hale Göksever Çelik, genetik yatkınlığın kıymetli rol oynadığı Polikistik Over Sendromu’nun oluşumunda ve şiddetlenmesinde; sıhhatsiz beslenme alışkanlıkları, fizikî aktiviteden mahrumluk ve obezitenin de değerli rol oynadığını vurguluyor. Ailesinde PKOS hikayesi bulunan bireylerin bu hastalığa yakalanma mümkünlüğünün, başka bireylere oranla daha yüksek olduğunu belirten Doç. Dr. Hale Göksever Çelik “Bu nedenledir ki, PKOS’lu bayanlarda birinci basamak tedavimiz her vakit ömür şeklinde güzelleşmeler yapmak biçiminde olmaktadır. Kilo verme ve antrenman bunların başında gelmektedir” diyor. 

3. En çok bu şikayetlerle tabibe başvuruluyor

 

Polikistik Over Sendromu’na yönelik toplumsal farkındalığın az olması tabibe müracaatın da ötelenmesine ve tedavinin geciktirilmesine yol açabiliyor. Doç. Dr. Hale Göksever Çelik şöyle konuşuyor: “Hastalığın yol açtığı şikayetler sıklıkla erkeklik hormonu olan androjenin yüksekliğine bağlı adet düzensizliği, erkek tipi tüylenme ve sivilce oluşumunda artış formunda kendini gösteriyor. Bu semptomların hepsi bir ortada olabileceği üzere farklı kombinasyonlarla karşımıza gelebiliyor. Hatta bazen glukoz yahut kolesterol yüksekliği, obezite üzere metabolik külfetlerle Dahiliye polikliniğinden de tarafımıza yönlendirilen hastalarda ultrasonda PKOS imajı ile teşhisini koyabiliyoruz.”

 

4. Anne olmayı engelleyebiliyor

 

Yumurtalıklarda yan yana dizilmiş küçük kistlerle seyreden Polikistik Over Sendromu’nun gebe kalmanın önünde pürüz teşkil edebildiğini belirten Doç. Dr. Hale Göksever Çelik “Çoğu hasta yumurtlama probleminden kaynaklı infertilite dediğimiz gebe kalma sürecinde yaşanan zorluklar hasebiyle tabibe başvuruyor. PKOS’a bağlı infertilite metodunda öncelikle öbür nedenlerin varlığını araştırıyoruz. Akabinde bayanın yaşı ve öbür eşlik eden durumlar da göz önünde tutularak aşılama yahut tüp bebek tedavi sürecini uyguluyoruz” diyor.

 

5. Tedavide yeni kuşak yöntemler

 

Tedavinin temelini kilo kaybı ve sportif aktivitenin oluşturduğunu vurgulayan Bayan Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Doç. Dr. Hale Göksever Çelik şöyle konuşuyor: “Yapılan araştırmalar; hayat alışkanlıklarında yapılacak olumlu değişikliklerin de gebe kalmanın önündeki manilerin tedavisinde büyük rol oynadığını göstermektedir. Böylece semptomlar çok hafiflemekte ve hatta herhangi bir tedaviye ihtiyaç kalmamaktadır. Fakat buna karşın sorunlar devam ederse ilaç tedavisine, en sık olarak da doğum denetim haplarına başlanmaktadır. Geçmişte cerrahi sistem uygulansa da günümüzde bu yaklaşım çok tercih edilmemektedir. Medikal tedavi tabip denetiminde ve uzun soluklu kullanılmalıdır.“

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı