Uluslararası öğrenci hareketliliği ve eğitim turizmi konusunu pahalandıran Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazife Güngör, üniversitelerin, misyonları gereği hiçbir ayrımcılık gözetmeyen, kozmik bedellere ve kriterlere nazaran işleyiş gösteren kurumlar olduğunu vurguladı.

Üniversite yerleşkelerindeki çeşitlilik, çoğulluk, farklılıkların birbirlerini tanıması, benimsemesinin dünya genelinde de olumlu tesir yaptığını belirten Prof. Dr. Güngör, “Onlar bizim konuklarımız. Eğitimlerini tamamlayıp da kendi ülkelerine döndüklerinde de her biri ülkemiz için birer kültür elçisi olarak katkı yapmaya devam ediyorlar.” dedi.

Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazife Güngör, milletlerarası öğrenci hareketliliği ve eğitim turizmi konusunu kıymetlendirdi.

“Üniversiteler din, lisan, ırk, renk ayrımı gözetmeksizin eğitim görmek isteyenlere açık”

Üniversite sözcüğünün kökünün “universe” yani “evren”den geldiğin ve münasebetiyle da üniversitenin din, lisan, ırk, etniklik, renk ayrımı gözetmeksizin eğitim görmek, bilim üretmek isteyen tüm insanlara kapılarını açık tutma zaruriliği olduğunu lisana getiren Prof. Dr. Nazife Güngör, “Üniversitede verilen eğitim öğretimle sadece aşikâr bir topluma, ulusa, ülkeye değil, tüm insanlığa nitelikli insan yetiştirilir. Üniversitede üretilen bilim de tüm insanlığın hizmetine sunulur. Üniversiteler, misyonları gereği hiçbir ayrımcılık gözetmeyen, üniversal kıymetlere ve kriterlere nazaran işleyiş gösteren kurumlardır.” dedi.

“Üniversite yerleşkeleri çok ulusluluğun ömür alanlarıdır”

İnsanlığın ilkel çağlardan bugünlere, üniversitelerde gelişen fikirlerin, üretilen bilimsel bilginin insanlığa istikamet vermesiyle geldiğini kaydeden Prof. Dr. Nazife Güngör, şöyle devam etti:

“Dünyanın neresinde olursa olsun, üniversite yerleşkeleri çok ulusluluğun, çok kültürlülüğün, çok dilliliğin, çok etnikliğin, her tıp çeşitliliğin, çoğulluğun ve farklılığın hayat alanlarıdır. Bilim üniversal olduğuna nazaran, bilimin üretim merkezleri olan üniversitelerin de evrensellik özelliğine sahip olmasından daha doğal ne olabilir ki? 

Düşünsel etkileşim, bilimsel bilgi paylaşımı tıpkı vakitte tüm dünya insanlarının birbirlerinin varlığından haberdar olmasını, irtibat kurmasını, kaynaşmasını da sağlar.”

“Demokratik anlayışın yerleştirilmesi ve daha huzurlu bir dünya için…”

Üniversite yerleşkelerindeki çeşitlilik, çoğulluk, farklılıkların birbirlerini tanıması, benimsemesinin dünya genelinde de olumlu tesir yaptığını anlatan Prof. Dr. Nazife Güngör, “Çeşitliliklerin, farklılıkların bir ortada olmaya tahammül etmeleri dünyadaki pek çok sorunun tahliline temel oluşturur. Münasebetiyle da müsamahanın yayılması, barışın sağlanması, demokratik anlayışın yerleştirilmesi ve daha huzurlu bir dünya kurulması açısından üniversite yerleşkelerindeki çeşitlilik ve çoğulluk kıymetlidir.” diye vurguladı.

“Dünyadaki tüm ülkeler eğitim turizmini ciddiye alır”

Diğer yandan milletlerarası öğrenci hareketliliğinin bir çeşit turizm demek olduğunu da kaydeden Güngör, şöyle devam etti:

“Dünyadaki tüm ülkeler bu açıdan eğitim turizmini ciddiye alırlar. Herhangi bir ülkedeki rastgele bir üniversiteye gittiğinizde dikkatinizi birinci olarak yerleşkedeki lisan, din, ırk, renk çeşitliliği çeker. Hiç kimse de ‘Bunlar neden buradalar’ diye sormaz, yadırgamaz, dışlamaz, ötekileştirmez. Herkes bilir ki onlar o ülkenin korunması gereken bedelli konuklarıdır.

Uluslararası öğrenciler ülkemiz açısından değerli bir gelir kaynağıdır. Ülkemizin milletlerarası seviyede tanıtımı için kıymetli ölçüde kaynak ayırdığını hepimiz biliyoruz, bu istikamette gösterilen uğraşı de. Milletlerarası saygınlığın güçlenmesi, ülkenin dünya iktisadı içerisinde güç kazanması, toplumsal refahın sağlanması, toplumsal ve kültürel etkileşimin artması için ülkenin dış turizm hareketliliğinin ivme kazanması kıymetlidir.”

“Uluslararası öğrencilere yönelik karalama kampanyaları…”

Prof. Dr. Nazife Güngör, kim, hangi ideolojik ya da politik düşünüşe sahip olursa olsun, bu noktada herkesin hemfikir olmak zorunda olduğunu ve memleketler arası öğrenci hareketliliğinin bu açıdan ele alınması gerektiğini lisana getirerek, “Son günlerde ülkemizde ne yazık ki birtakım politik çevreler milletlerarası öğrencilerimize yönelik birtakım karalama kampanyaları başlatmış bulunuyorlar. Bunun nedenini anlamak hiç kolay değil. Münferit olaylardan hareketle genellemeler yapmak üniversitelerimize ziyan verir, ülke imajını zedeler. Şayet bir yerde sorun varsa, yeterli niyetli hal, sorunun, genelleştirilmeden yetkili ünitelere iletilmesi ve tahlili için efor gösterilmesidir.” dedi.

“Her biri ülkemiz için birer kültür elçisi…”

Uluslararası öğrencilerle sığınmacıların yahut göçmenlerin karıştırılmasının da kelam konusu olduğunu tabir den Prof. Dr. Nazife Güngör, “Uluslararası öğrencilerimiz, eğitim hizmeti almak üzere ülkemize geliyorlar. Hem üniversitelerimizde eğitimin ve bilimin kalitesinin artmasına katkıları, hem de ülkeye değerli ölçüde döviz transferleri kelam konusu. Onlar bizim konuklarımız. Eğitimlerini tamamlayıp da kendi ülkelerine döndüklerinde de her biri ülkemiz için birer kültür elçisi olarak katkı yapmaya devam ediyorlar. Türkiye’deki üniversitelerde eğitim alıp dünyanın dört bir yanına yayılan memleketler arası öğrencilerimizle fakat ve lakin gurur duymalıyız. Karalama kampanyalarıyla onları ülkemizden uzaklaştırmaya çalışmak yerine daima birlikte onlara sahip çıkmak, ülkemize gelmelerini teşvik etmek gerekir.” diye belirtti.

“Üniversitelerin akademik takımlarının memleketler arası seviyede güçlendirilmesi önemli”

Uluslararası öğrencilerin ülkemize gelişinin özendirilmesi gerektiğine de işaret eden Prof. Dr. Nazife Güngör, “Yükseköğretim siyasetlerimizin bu yanının güçlendirilmesi gerekir. Bunun için öncelikli olarak üniversitelerimizin akademik takımlarının milletlerarası seviyede eğitim verecek nitelikte güçlendirilmesi kıymetlidir. Üniversitelerin araştırma ve bilimsel alt yapı şartlarının uygunlaştırılması bu noktada ehemmiyet taşımaktadır. Başka yandan ülkemizde şu anda 200’ün üzerinde üniversite bulunmaktadır. Bunların bir kısmı Anadolu kentlerinde yer alıyor. Bilhassa de gelişme sürecini şimdi tamamlayamamış yörelerde üniversite açılması gelişim sürecini hızlandırmak açısından kıymetlidir.” diye anlattı.

“Uluslararası öğrenci akışının planlı biçimde sağlanması mümkün sıkıntıların yaşanmasını önler”

Prof. Dr. Nazife Güngör, üniversitelere milletlerarası öğrenci alımında üniversitenin bulunduğu yörenin şartlarının dikkate alınması gerektiğini de kaydederek, kelamlarını şöyle tamamladı:

“Uluslararası öğrenci alımında önceliğin büyük kentlerde yer alan üniversitelere verilmesi, öbür yörelerdeki üniversitelerin de daima müşahede altında tutularak gelişme süreçlerine bağlı olarak memleketler arası öğrenci akışının planlı biçimde sağlanması mümkün meselelerin yaşanmasını büyük ölçüde önleyebilir.

Sonuç olarak üniversitelerimize milletlerarası öğrenci alımı bir yandan ülkenin ekonomik kalkınması, öteki yandan da kozmik seviyede toplumsal ve kültürel etkileşim açısından büyük kıymet taşımaktadır. Münferit olarak yaşanan sıkıntılardan hareketle genellemelere gitmek yerine, sorunun kaynağına inilmesi ve tahlil teklifleri oluşturulması daha samimi ve de manalı bir katkı olur. Akademik takım nitelikleri, araştırma ve bilimsel alt yapıları uygun olan üniversitelerimizin de memleketler arası öğrenci almalarının teşvik edilmesi ülkemizin çeşitli açılardan gelişimine olumlu katkı yapar.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı